Etkin ve yetkin kişi ve kuruluşlar
duruma müdahale etmezlerse felaketin gelmesi an meselesi. Ey ahali, duyduk
duymadık demeyin! Yangın var!
Ülkeyi derinden sarsan ve toptan yok
olmakla karşı karşıya kaldığımız bu durumu nasıl önleye biliriz?
Önce halk yavaştan yavaştan
bilinçlendirilmeli, geçmişte olup bitenler gözden kaçırılmalıdır. Halkın
duygusal yönleri ön plana çıkartılarak krizin asıl nedenine
odaklandırılmalıdır. En çok satan gazeteler bu konuyu bütün ayrıntıları ile
işlemeli, direnirlerse gerektiğinde her yola baş vurulmalıdır.
Olayın bertaraf edilebilmesi
için, gerektiğinde düşman kuvvetlere yakınlığı ile bilinen kesimlere gülücükler dağıtılarak onlarında kendi yanımızda olduğu imacı verilmeye çalışılmalıdır. Halka abuk sapuk soru sorma imkanı verilmemeli, ya da olayın vahameti aktarılarak, şimdi düşünülecek zaman değil diyerek gelen felaket mutlaka bastırılmalıdır. “Ey ahali, Duyduk duymadık demeyin
yangın var!”
-Nolmuş… Nolmuş…
-Nolcak ecim? Adam almaması gerektiği
halde almışta, enflasyonun yükselmesine ülkenin krize girmesine neden olmuş.
-Ne almış!?.
-Bende bilmiyorum ama olay büyük mevzu
derinmiş…
“Ey Ahali Duyduk Duymadık Demeyin
Yangın Var!”
Her ne sebeple olursa olsun bu krize
neden olanları kınarken, ben etkin ve yetkin vekiliniz olarak sizlerden özür
diliyorum. Özür diliyorum ve affınıza sığınıyorum.
Siz kimsiniz bayım? Ya da size bu özür
dileme yetkisini kim verdi? Böyle bir özür makamı var da biz mi bilmiyoruz?
İşte bunu sormamak lazım. Memleket
batarken böyle abuk sabuk sorular sormamak lazım. Tamam mı? Töbe töbe…Ya
kardeşim anlamıyorlar. Derhal Ankara’ya bildirilerek Avrupa Uyum Yasaları
içerisine “Özür Dileme Makamı” oluşturularak halkın abuk sabuk sorularına
derhal son verilmeli. En azında birkaç kişi de iş sahibi olur. Öyle değil mi
Ama!?
“Ey Ahali Duyduk Duymadık Demeyin
Yangın Var!”
Derhal verilen her ne ise aynı puntoda
ve aynı büyüklükte ve aynı mekanda derhal geri iade edilmelidir. Hakları gasp
edilen ve aşağıdaki listede açık ad ve soyadları yazılan her kim varsa, krize
neden olan çok mühim cisim parçalanarak
hak sahiplerine gram gram paylaştırılmalıdır. O mühimmatı hem de eliyle alarak
memleketin batmasına neden olan o zat dünya dışına çıkartılarak uzayın derin
boşluklarına sürgün edilmelidir.
Biz memleket meseleleri üzerine kafa
yorarken bu halkın duyarsızlığı insanı çileden çıkartıyor. “La Hasan at lan
bunları dışarı!” La hasan…La…la…la…
Bu yazı neden yazıldı?
Öğrenci bir kitap yazmış ve incelemesi
için hocasına götürmüş ve :
-Hocam bir kitap yazdım tutulur mu?
Demiş.
Hocası bir kaç gün inceledikten sonra
Öğrenciye :
-
Hiçbir değeri
yok, sakın yayınlatma. Demiş.
Bunun üzerine çocuk hayal kırıklığı içersinde tam
kitabı yırtarken, hocası elinden çekerek :
-
Sakın parçalama
meşhur olunca yayınlatırsın. Demiş.
Uzun zamandır yazdığım bu köşede kendi durumumu
anlamak, bir noktada meşhur olup olmadığımı öğrenmek amacı ile bu yazı kaleme
alınmıştır. Deliye kırk kez deli deyince ne olur muş? El Cevap : Meşhur… Bir
krize neden olmamak en büyük dileğimdir.
Buluşmak ümidiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder