KUMRU’DA MAHALLİ (YEREL) AĞIZ VE ÖZELLİKLERİ (1)
Kumru yerel (mahalli)
ağzı Orta Karadeniz Bölgesi ağızları gurubu içinde yer alır. Mahalli
kelimelerin kullanılışı Kumru şehir merkezinde biraz özelliğini yetirmekle
beraber, bilhassa bazı köylerde canlılığını korumaktadır. Bu kelimelerin
kullanılmasının en büyük sebeplerinden birisi kişilerin kelimeleri söylerken
kolay yoldan söylemek istediklerini ifade etme arzusudur.
KUMRU’DA
YEREL AĞIZ ÖZELLİKLERİ (2)
1. Bilinen ünlülerin yanında bir de kapalı (e) ünlüsü vardır. Ünlü (sesliharf) değişmelerine çokça rastlanır. Değişimler;
a) Sözcük başı değişimler,
a/e : Esker (Asker)
i/e : Eyi (iyi)
b) Sözcük içindeki değişimler;
a/u : Muhalle (Mahalle)
i/ı : Hızmet (Hizmet)
ı/u : Altun(Altın)
o/u : Buynuz (boynuz)
ü/ö : gözel(güzel)
c) Sözcük sonu değişimler.
ı/u ayu (ayı)
2. Bunların yanı sıra
üçüncü tekil kişi zamirinde görülen değişmelere de oldukça sık rastlanan
değişimlerdir.
o/u , u/o : uçun (için)
ı/u değişmeleri de sık rastlanır.
3.Mahalli (yerel)
ağızda ünsüz düşmesi sonucu ünlü uzamaları görülür.
Balamak (bağlamak), aşam (akşam), memet (mehmet)
4. Ünlü uzamaları, hece
düşmeleri de ortaya çıkabilir.
Aşşa (aşağı), aya (ayağı)
5.r,ı ünsüzleriyle
başlayan sözcüklerin başına ı,i seslilerin eklendiği görülür.
Iliman , ireçel, irecber
6.Kumru ve köylerinde
mahalli ağızda düzlük, yuvarlaklık uyumuna aykırı kullanışlara çok rastlanır.
Mamur(memur), gaşuk(kaşuk)
Kumru ve köylerinde,
sözcük başında, ortasında ve sonunda sessiz(ünsüz) değişimleri de çokcadır.
Bunlardan kelime(sözcük) başındaki k/g değişmesi nerdeyse kural niteliği
kazanmıştır.
a.
Sözcük başındaki değişmeler,
ç/c : Cenber(çember) , cıblak (çıplak)
k/g : gız (kız) , gıl (kıl)
p/b : bekmez (pekmez), bazar (Pazar)
s/z : zabah(sabah) . zabı (sabi)
t/d : daş (taş) , duz(tuz)
b) Sözcük ortasındaki ünsüz(sessiz) değişmeler
k/g : dakga(dakika) , Angara (Ankara)
b/p : dabanca ( tapanca)
Ayrıca Anşa(Ayşe), isdemek(istemek), örneklerinde
görüldüğü gibi kimi zaman y/n, t/d değişmeleri de vardır. Ancak bunlar
kurallaşmamıştır.
c.
Sözcük sonlarında değişmeler,
P/b : mektub (mektup) , çıkıb (çıkıp)
T/d : aded (adet) , ahred (ahret)
Y/v : köv (köy), bu tür konuşmalar bazen görülür.
d.
Sık rastlanan ünsüz düşmelerinde düşen ünsüzün etkisiyle önündeki ünlü uzar.
Ünsüz düşmelerinin en belirginliğini (ğ) düşmesidir.
Balamak (bağlamak) , alamak(ağlamak), dömek (döğmek)
Bunun yanı sıra Amet(Ahmet), goşu(komşu),
aşam(akşam), örneklerinde görüldüğü gibi (h,l,k,y,m) düşmeleri de vardır.
e.
Kimi durumlarda ünsüzler arasında yer değişmeleri olur.
Melmeket(memleket), annatmak(anlatmak),
samannık(samanlık),
Yukarıda örneklerde görüldüğü gibi (nl/nn)
benzeşmeleri fazladır.
Rl/ll benzeşmesi de sıkça görülür.
Hatıllamak(hatırlamak), pallamak(parlamak),
talla(tarla)
Hc/cc, kt/tt, rn/nn benzeşmeleri az raslanır.
Bocca (bohça), gannım(karnım) gibi.
f.
Kişi zamirlerinde üçüncü tekil kişi zamirlerinin “u” biçimini aldığı görülür.
Üçüncü çoğul kişi zamiri de “unlar” biçimine dönüşür. Dönüşüklülük zamiri
“kendi” sözcüğü “kendü” biçimini aldığı, çekimin, bu biçimi ile yapıldığı
görülür.
“kendüm, kendün, kendüsü, kendümüz, kendünüz,
kendüleri” gibi.
g.
Fiil çekimlerinde birinci çoğul kişi ve ikinci çoğul kişi değişik biçim
gösterir.
Geniş zaman çekiminde, başlaruk(başlarız) ,
başlarsız(başlarsınız) biçiminde söylenilir. Geniş zamanın olumsuz çekiminde
de, başlamak(başlamıyoruz), başlamazsız(başlamazsınız) biçimini alır.
Kumru
ve köylerinde şimdiki zaman fiil çekiminde –yor- ekinin düşerek önündeki ünlüyü
uzattığı, iyelik ekinin ise yerini koruduğu görülür.
“açım, açin, açi, açiyok, açisiz, açiler, “ gibi.
12. Gelecek zaman
çekimlerinde -cek –cak- ekinin tekil kişilerde değişime uğradığı görülür.
“yapcam, yapçan, yapcak, yapcaz, ya da yapçok,
yapacaksız, yapacaklar” gibi.
Buradaki ses düşmeleriöndeki ünlülerin uzamasına
neden olur.
13. “-gene-gine”,
“-ce,-ca,-çe,ça” eklerinin yerine kullanılır.
Güzel-gene, sıcak-gene, hızlı-gine....gibi.
“-ağrı” : taraf, yön anlamında kelimelerin sonuna
eklenir.
Alttan-ağrı, yandan-ağrı, önden-ağrı.....gibi. (1)
Yukarıda açıklanılmaya
çalışılan Kumru mahalli(yerel) ağız (kelime) lerin özelliklerini bu şekilde
izah etmek mümkündür. Halk bu kelimeleri gelişi güzel değil bir kalıba
uydurarak söylemektedir.
Kumru ve köylerinde en
çok kullanılan mahalli kelimelerin başlıcaları şunlardır. Ancak bu kelimeler
bizim tespit ettiklerimiz kadar da sınırlı değildir.
KUMRU
VE KÖYLERİNDE KULLANILAN MAHALLİ KELİMELER VE ANLAMLARI
A
Aba
: Ceket, kalın kumaştan yapılmış bir tür giyecek.
Abalak
: Besili, tombul yüzlü
Aboğğ
: Hayret ifadesi, sen ne diyorsun?
Abrul
: Nisan ayı
Abula
: Abla, kız kardeşin büyüğü
Aces
: Haber
Aga,
agali : Arkadaş
Ağır
nefeste : Ağır hasta
Ağu
: Zehir
Ahabu
: Bu, işaret zamiri
Ahretlik
: Arkadaş, candan dost
Ala
: Ağla
Alaç
: Siyah, beyaz
Alaf
: sap, mısır sapı
Alamak
: Ağlamak
Alayı
: Hepsi
Alaz
alaz : Alev alev
Alikopter
: Helikopter
Alma
: Elma
Ana,abu
: Anne
Analık
: Üvey ana
Analık
: Eşinin annesi
Anatmak
: Anlatmak
Anca
: Az evvel
Andır
: Ölü eşyası, soyka
Andırgalmak
: Kahrolmak
Annak
: Karşıdan görüle bilen yer
Aradu
: Aradı
Arık
: Çok zayıf
Artam
: Oda
Artuk
: Artık, geride kalan
Aru
balı : Arı balı
Aruk
: Çok zayıf
Aşşş
: Acıma duygusu, üşüme ifadesi, ateşte yanma ifadesi
Avcu
: Avcı
Azacuk
: Azacık
Azgun
: Azgın
Azuk
: Azık
B
Ba
: Bana
Badal
: Merdiven
Bahça
: Bahçe
Bahla
: Bakla
Bahtlı
: Talihli, mutlu, şanslı
Bakraç
: Kova
Bal
: Pekmez, meyve pekmezi
Balak
: Camış
Baldırcan
: Domates
Banyoluk
: Hamamlık
Bardabaş
: Geçimsiz, kavgacı, işe yaramayan kişi.
Barmak
: Parmak
Basgın
: Baskın
Başı
bağlı : Nişanlı veya sözlü
Bazallık
: Pazarlık
Bazlama
: Mısır unu hamurundan yapılmış ekmeğin sacda pişirilmiş bir parçası.
Becenne
: Bezelye
Bel
: Çatal, toprak kazmaya yarayan bir tür alet
Bel
: İnsanın vücudunun orta ve ince kısmı.
Beyazlık
: Yaka
Bezene
: Bezelye
Bezenne
: Bezelye
Bıldır
: Geçen yıl, geçen sene
Bibi
: Hala
Biçik
: Buzağı
Bilek
: Bir tür bitkinin yenen kök kısmı
Bileki
: Ateşin korunda mısır ekmeği pişirmede kullanılan taş ya da toprak kap. Ateşte
kızdırılır, yoğurulmuş hamur içersine konulur ve köze gömülür.
Biron
: Yarından sonraki gün
Boran
: Fırtına
Bostan
: Salatalık
Boz
: Verimsiz toprak
Böber
: Biber
Bölce
: Fasulye
Böle
: Böyle
Börk
: Başa giyilen bir çeşit giyecek
Buba
: Baba
Buban
: Bubanız
Bulamaç
: Su ya da ayran ateşe konulur. Mısır unu azar azar içersine atılır. Ve katı
hale gelinceye kadar pişirilir. Kaynar olduğu halde hamurun üzerine tere yağı
dükülerek yenilen hamurlu bir yiyecek türü.
Bulduz
mu? : Buldunuz mu?
Burgaç
: Ters, çözülemeyen
Buymak
: Üşümek
Büzgü
: Giyeceklerin lastik takılan kısmı.
Büzük
: makat
C
Cablama
: Yontulmuş uzun ağaç dalı
Cadaloz
: Lafını bilmeden konuşan
Camış
: Manda, kömüş
Candarma
: Jandarma
Cazı
: Cadı, kötü kadın
Cenik
: Aşağı, alçakda kalan yerleşim birimi, denize yakın yer.
Cıbır
: Fakir
Cılız
: Zayıf, Ufak
Cınnamak
: Bağırmak
Cırat
: Cırahat
Cırcır
: Fermuar
Cicik
: Meme
Cigara
: Sigara
Cizme
: Çizme
Corap
: çorap
Coruk
: Ufak, küçük
Cöğüz
: Ceviz
Cöz
: Ceviz
Cüce
: Civciv
Cücük
: Civciv, yavru civciv
Ç
Çağma
: Yansıma, güneş işığının gelmesi
Çanak
: Büyük tas
Çangal
: Fasulye büyürken sarıldığı ince uzun ağaç parçası
Çapula
: Yağlı deriden yapılmış ayakkabı
Çardak
: Hela, tuvalet, wc
Çardak
: Salon
Çatmak
: Tersleme
Çatmak
: Yetişmek
Çaydanlık
: Demlik
Çelik
: İnce, yuvarlak, küçük ağaç parçası
Çember
: Kadınların başlarını örtmek için kullandıkları ince dokunmuş baş örtüsü
Çılpır
: Yoğurtlu yumurta yemeği
Çıtıllık
: Küçük orman topluluğu
Çızmak
: Çizmek
Çilingir
: Haranı
Çimmek
: banyo yapmak
Çimmek
: Yıkanmak, banyo yapmak, duş almak
Çit
: Bahçe duvarı
Çit
: Göğüs
Çit
: Mısırın kuruması için, silindir şeklinde ağaç dallarından yapılmış mısırları
koyulduğu bir tür ambar.
Çite
: Şiş, örgü için kullanılan demirden ince çubuk, mil
Çitil
: Gecimsiz, huysuz
Çokluk
: Kalabalık
Çomak
: Kalın, yuvarlak ağaç parçası, incesi de olur.
Çor
: Tuzlu
Çömen
: Küçük sap yığını
Çöplük
: Evin alt kısmındaki tarla, evin yanı
Çörek
: Mısır ekmeğinin kül içersinde kızgın taş üstünde bişirilmişi
Çörtük
: Armudun küçüğü
Çulfa
: Dokuma tezgahı
Çulfa
: Kilimin ufağı
Çürük
: Çürümüş
D
Dağ
: Orman
Dam
: Saçaklık
Dangalak
: Lafını, sözünü bilmeden konuşan
Darak
: Tarak
Daru
: Mısır
Dastar
: Koyun veya keçi kılından yapılmış kilim
Değmen
: Deyirmen
Deligannı
: Delikanlı, genç
Demin
: Az önce
Depe
: Tepe
Deynek
: Dayak
Deyub
: Deyib
Deze
: Teyze
Dida
– Deyda : İşte, işte orada
Diyelmek
: Ayakta durmak
Doğ
: Karın donmuş hali, don
Dolukmak
: Ağlamaklı olmak
Don
– Tomman : Kilot
Döğmek
: Dövmek
Döl
: Çocuk, küçük çocuk
Dönderme
: Tavada kızartılan hamurdan yapılan yiyecek.
Döş
: Göğüs
Döşek
: Minder, yatak
Duyma
: İşitme
Dün
: Var olan günün bir öncesi gün
Dürge
: Otun bir araya getirilmiş hali
E
Ebem
Kuşağı : Gök kuşağı
Ecünnü-
Hayalet : Cin, hayali varlık
Ehtiyar
: İhtiyar
Elekçi
: Çingene
Ellik
: Eldiven
Emen
: Fındık ve patates dikmek için açılan toprak çukur.
Emmi
: Amca
Emzük
: Emzik
Enemek
: Hadım etmek
Enik-Enük
: Köpek yavrusu
Enmek
: İnmek
Entere
: Gömlek
Erazi
: Arazi
Erinmek
: Üşenmek, istememek, zoraki iş yapmak
Esas
: Gerçek
Eşitmek
: İşitmek
Evermek
: Evlendirmek
Evlek
: Bir dönümün dörtte biri
Evlek
: Bir öküzün dönebileceği alan,
Evmek
: Acele etmek
Evvelki
gün : İki gün öncesi
Eyiş
: Saç üzerinde ekmek çeğirmeye yarayan saplı demir alet
Eylemek
: Bekletmek
F
Fasüle-Bölce
: Fasulye
Ferik
: Piliç
Feryad
: Feryat, bağırma
Fes
: Takke
Fıraktu
: Ağaçtan bahçe seti, Ağaçla bahçenin çevrilmesi.
Fırfır
: Gömleğin yakasına çekilen, yapılan süs
Fırsız
: Hırsız
Fısfıkıç-
Tıstıkıç : Kalabalık
Firenk
: Gavur, el
Fistan
: Elbise
Foltak
: Gevşek
Forslu
: Kıdemli, gönlü büyük
G
Galdu
: Kaldı
Gara
: Kara, siyah
Garalık
: Önlük
Garı
: Kadın
Garuk
: Birbirine karıştırılmış
Gavuk
: Kavuk, kafaya koyulan bir çeşit giyecek
Gaya
: Kaya. Taş
Gaya
: Taş
Gayış
: Kemer
Gazel
: Kuru yaprak
Gazma
: Kazma
Gelin
abu : Yenge
Gelu
: Farenin büyüğü ve yaşlısı
Gevelemek
: Sözü tam söylememek
Gevmek
: Geviş getirmek
Gıdık
: Küçük sepet
Gırk
: Kırk
Gıyo
: Damat
Gız-Gı
: Kız, kadın
Gilik
: Bazlamanın küçüğü
Girebi
: Küçük balta
Gocamak
: Kocamak
Gocaman
: İri
Gocaman
: Kocaman, ihtiyar
Gocuk
: Palto
Goruk
: İçi boş fındık, ceviz ya da böceğin yediği meyveler
Gostil
–gartuba : Patates
Gozak
: Olgunlaşmamış meyva veya insan
Gozel
: Güzel
Göçer
: Göç eden
Göden
: Kurbağa
Gök
: Uzay
Göncük
: Çukur
Gönü
: Meyvanın çok olgunlaşmışı
Göynek
: Atlet
Göynek-entari
: Gömlek, fistan
Göze
: Suyun çıktığı yer
Gulun
: Atın yavrusu
Gurşun
: Kurşun
Guşluk
: Sabahla öğle arası
Guvan
: Arı
Guvan
: Arı
Guymak
: Koymak
Guz
: Güneş görmeyen yer
Gücenme
: Darılma
Gücük
ayı : Kış ayı
Gücük
: Kış
Gücük-göcük
: Kısa
Gün
: Güneş
Güüm
: Büyük ibrik
H
Habu-Ahabu
: İşaret zamiri, bu
Haçan
: Ne çabuk
Hakgeten-Hahget
: Hakikaten
Hala
: Teyze
Halbur-Kalbur
: Elek
Ham
: Olgunlaşmamış
Hambar
: Ambar, depo
Hammal
: Hamal, yük yaşıyan
Harar
: Çuvalın büyüğü
Harete
: Harita
Has
: İpek
Hayat
: Harman yeri
Hayat
: Salon, sofa
Hayın
: Yaramaz
Haylaz
: Yaramaz
He
–Hı : Evet
Heb
: Hep
Hela
: Tuvalet
Hemen
: Şimdi
Hergele
: Başı boş at veya adam
Hergetmek
: Nadaslı tarlayı sürmek
Hey
: Çağırma
Hey
: Geniş ağızlı, sapı olmayan sırtta yükle taşınan sepet
Hımıl
hımıl : Yavaş yavaş
Hışır
: Eski
Hıyar
: Salatalık
Holluk-folluk
: Tavukların yumurtladığı yer
Hortum
: Su borusu, plastik boru
Hoşkıran
: Hoş kokulu bir bitki
Höbek
: Yığın
Höbek-çömen
: Mısır bağlarının üst üste konulduğu düzenli yığın
Höl
: Islak
I
Ikınmak
: Kendini zorlamak
Ilıca,
kaplıca : Sıcak su kaynağı
Irakı
: Rakı
Irgalanmak
: Sallanmak
Irganmak
: Sallanmak
Işgın
: Geç, filiz, dal
Işmar
: Göz veya parmakla yapılan işaret
İ
Arzuhal-istida
: Dilekçe
İbik
: Horuzun kafasındaki çıkıntı.
İbrik
: Güğüm, küçük güğüm
İçer
: Mutfak
İdare
lambası : Tenekeden yapılan küçük kazlı lamba
İlen
: Bakırdan veya aleminyumdan yapılmış, daha çok el ve ayakların yıkanmasında
kullanılan bir çeşit kap.
İlen
: Leğen
İlenç
: Beddua
İlenmek
: Beddua
İleri
: Önde, başta
İlistir
: Süzgeç
İlkyaz
: İlkbahar
İlmek
: Dikmek
İntigam
: İntikam
İskele
: Evin giriş bölümü
İvelemek
: Ovalamak
K
Kakurmak
: İtelemek
Kalaba
: Kalabalık
Kalan
: Artık
Kalayı
basmak : Küfür etmek
Kalbur
: Eleğin büyüğü
Kan
uyku : Derin uyku
Kapçuk
: Fındığın en dış kısmı, kabuğun da dışı
Kapçuk
: Fındık ya da fasulyenin işe yaramayan dış kısmı
Kara
: Yas
Kara
baldırcan : Patlican
Karalı
: Yaslı
Karı
: Yaşlı ihtiyar kadın
Karışmak
: Sataşmak
Karmaç
: Ekmeği ufalayıp, yağı eritip ataşta karıştırıp yapılan bir tür yemek türü.
Kartopa
: Patates, gostil
Karuşturma
: Mısır ekmeği ve yağ ile karıştırılıp yapılan bir tür yemek.
Kasbana
: İnadına
Kase
: Bardak
Kelek
: Ham
Keltek
: Eski
Kemre
: Bok
Kemre
: Hayvan gübresi, bok
Kene
: Fare
Kesmük
: Meyvenin yenilmeyen kısmı
Keşkek
: Etli buğday yemeği
Kevük
: Mısır sapı
Kevük
: Mısır tanelerinin alınarak geride kalan kısmı.
Kınamak
: Ayıplamak
Kıpmak
: Çimdiklemek
Kırkmak
: Tıraş etmek
Kıruk-gıruk
: ormandan çıkartılan arazi parçası
Kiçik
: Köpek, it yavrusu
Kiltan
: Kıskaçlı böcek
Kiraz
ayı : Haziran
Kiraz
ayı : Haziran ayı
Kirmit
: Tirmit, mantar
Kişnemek
: Gülmenin aşırısı
Kişniş
: Bir çeşit bitki
Kopça
: Düğme
Kostak
: Yakışıklı
Kozak
: Kozalak
Kömüş
: Manda, camış
Körpü
: Köprü
Kösere
: Bileyi taşı
Kulun
: At yavrusu
Kuma
: Ortak, birden fazla evlenen erkeğin kadınlarından HER birinin, birbirlerine
karşı durumları.
Kuran
: Kuranı Kerim
Kurulmak
: Böbürlenmek
Külleme
: Bazlamanın sıcak külde bişirileni, mısır unundan yapılır.
Küskü
: Kaldıraç
Küsme
: Darılma
Kütmek
: Oturak, kürsü
L
Laflamak
: Muhabbet etmek, sözlemek, karşılıklı gönül hoşluğu ile konuşmak.
Lakırtı
: Laf
Lan-La
: Erkek, adam
Lastik
: Plastik
Leyla
gibi : Deli gibi, serhoş
M
Mal
: Hayvan
Malak
: Karşı oyuncunun attığı gol
Malak
: Manda yavrusu
Maleyani
: Boş söz
Maluk-galuk
: İki grup oyuncudan her birinin karşı tarafa attığı gol.
Manda
: Camış, kömüş
Maraz
: Çok zayıf
Maytak
: Komik
Mebus
: Millet Vekili
Meh
: Al
Mıh
: Çivi
Mıstık
: Mustafa
Mıymıntı
: Pis adam
Mil
: Şiş
Mile
: Milye
Miskin
: Fakir
Miskin
: Pis, adi
Moluz
: İşe yaramayan
Muallim
: Öğretmen
Munzur
: Kuyruklu
Muşmula
: Töngel
Muştu
: Müjde
Muştulamak
: Müjdelemek
Mücahid
: Mücahit, savaşan
N
Nacak
: Küçük, iki tarafı kesen girebi, balta
Namazlu
: Seccade, namaz kılınan dokuma veya kumaş parçası.
Nevar
: Efendim, buyur
Nişannanmak
: Nişanlanmak
Niye
: Niçin
O
Oğlan
: Erkek çocuğu
Oklu
: Oklava
Oklu-Oklava
: Yufka açmak için kullanılan ağaçtan yapılmış bir araç
Onmak
: İyileşmek
Orada
: İşte
Orak
ayı : Temmuz ayı
Orak
: Ot biçmekte kullanılan demirden bir araç
Oynaş
: Dost, metres
Ö
Öcü
: Korku, cin, ecinni, korkmak
Ödü
kopmak : Çok korkmak
Öğsü
: Yanan ve alevli odun parçası.
Ölünkörü
: Ölü leşi
Ömeç-karuşturma
: Karmaç, bir tür mısır ekmeğinden yapılan yemek türü.
Ömür
: Yaş
Örk
: Yular
Örkünmek
: Korkmak
Örüstü
: Ayakta
Örüzgar
: Rüzgar, yel
Ösemek
: Hayvanların çiftleşme anı
Ötün
: İki gün öncesi
Ötün-ötogün
: Önceki gün
Öykünmek
: Dayanmak
Öyün
: Bir doyumluk yemek
P
Pakit
: Paket
Palto
: Hırka
Pancar
: Kara lahana
Pantol
: Pantolun
Pas
pas : Ayak silmede kullanılan kapıların girişine konulan bez veya plastik
parça.
Pas
: Kir
Pasa
pasa : Sürekli devamlı
Pasa
: Devamlı
Pavlika
: Fabrika
Pelit
: Meşe
Perzü
: Şeker pancarı
Peşkir
: Havlu
Peşkü-peşko
: Soba
Pey
: Duvar, set
Peygamber
Tavuğu : Kız,kadın
Pırtı
: Giyecek
Piçik-Dana
: İnek yavrusu
Pisik
: Kedi
Porsumak
: Buruşmak
Puar-puvar
: Çeşme
Pus
: Puslu, sisli
Pünnek
: Kümes
Pünnük
: Tavukların tünediği yer, tavuk evi
Püskül
: Çiçek
R
Raf-
ıraf : terek, raf
Raslamak
: Çatmak
Rezil
:Pis
Rusvay
: Namussuz, hayasız
S
Saa
: sana
Sal
: Taput
Salak
: Abdal, deli
Samalık
hayadı : Samanlığın öğnü
Samalık
: Samanlık
San-Sahan
: Bakırdan veya aleminyumdan yapılmış tabak
Sarıcarı
: Eşek arısı
Sayfan
: Yağmurdan korunma yeri.
Sekmen
: Oturak, küçük oturak, sandalya, tabure
Sergen
: Raf
Setre
: Ceket
Sıçan
: Farenin küçüğü
Sıf
: Tek
Sıpa
: Eşeğin küçüğü
Sırık
: Uzun ağaç çubuk
Sitil
: Bakraç, kova
Siyek
: Sinek
Soğan
: Sovan
Soluk
: Nefes
Sululuk
: Laubali
Surfa
: Sofra
Suruk
: ince uzun ağaç
Sükütmen
: Oturak
Sülayi
: Sürahi
Sülük
: Salyangoz
Sümsük
: Yapışkan, ayrılmayan
Sümüklü
: Pis
Sürtük
: Herkesten kötü laf işiten
Ş
Şaşı
: Gözü yan bakan
Şaşık
: Şaşkın
Şıvgın
: Yeni yetişen ağaç dalı
Şipe
: Musluk
Şişek
: Yaşına gelmiş koyun
T
Ta
: Uzakta
Tahta
biti : Tahta kurusu
Takda
: Tahta
Talla
: Tarla
Talle
: Arazi, ekilen dikilen yer,
Tam
arkası : Evin arkası
Tam
: Oda
Tanış
: Tanıdık, dost
Tavan
: Evin çatısının alt kısmı
Taziye
: Baş sağlığı
Tek
: Yalnız, bir
Tellemek
: Terlemek
Tere
yağı : Hayvansal yağ
Terek
: Raf
Tesbi
: Tesbih
Teslek
: Köpek veya kediye yiyecek verilen kap
Tevek
: Fasülye gövdesi
Tevkürlü
: Sözlü, nişanlı, sevgili, yavuklusu
Teyin
: Sincap
Teyyare
: Uçak
Tezek
: Hayvan gübresi
Tirmit-Kirmit
: Mantar
Tiyatora
: Tiyatro
Tokdur-tohdur
: Doktur
Tomman
: Kilot
Torpak
: Toprak
Töngel
: Muşmula
Tüllü
: Türlü, çeşit
Tümsek
: Hayvan ahırı penceresi
U
Uçmak
: Kanatlanmak, havalanmak
Uçurum
: Yar
Ufaklık
: Küçücük, ufacık
Ulumak
: Uzun bağrmak ya da çirkin bağırma
Urgan
: Halat
Usul
boylu : Orta boylu, ince yapılı
Uvaz
: Hurma
Uyutmak
: Uykuya daldırmak, kandırmak
Uzak
: Irak
Ü
Ürümek
: Sallamak
Ürüya
: Rüya
Üstlük
: Önlük
Üveç
: Yaşını geçmiş erkek koyun
Üzgün
: Üzüntülü
V
Veled
: Çocuk, oğlan cucuğu
Vire
vire : Pasa pasa, devamlı
Vuruk
: Zayıf
Y
Yaba
: Tahta kürek. Harmanda kullanılır.
Yağuş
: Yağmur
Yal
: Hayvan yiyeceği
Yalu
: Ateş alevi
Yaluz
: Yalanız, yalnız
Yama-bayır
: Dik, rampa
Yamuk-yumuk
: Sağlam olmayan adam
Yapacak
: Yufka açılan tahtadan yapılmış bir eşya
Yar
: Uçurum
Yarın
: Gelecek ilk gün
Yarpak
: Yaprak
Yavan
: Yağsız, katıksız, susuz
Yavuklu
: Sevgili
Yayım
yayım : Yayılmış, serpilmiş
Yayma
: Salma, otlama, otlatma
Yaymak
: Otlatmak
Yayuk
: Yayık
Yazlık
: Salon
Yekanmak
: Çimmek, banyo yapmak
Yekin-yeykin
: Kızılağaç
Yel
: Rüzgar
Yelek
: Üst beden için bir erkek giysisi
Yemeni
: Arkası basık bir tür kadın ayakkabısı
Yemiş
: İncir
Yenev
: Oda. Öteki oda
Yennik
: Hafif
Yep
yeti : Çok ekşi
Yepelek
: Hafif
Yeşermek
: Yeşillenmek, bitmek
Yeti
: Ekşi
Yığın-harın
: Mısır koçanı birikintisi
Yıl
: Sene
Yiğdin
: Bir bitki türü, yabani
Yo
: Hayır
Yoka
: Yufka, börek
Yol
çatı : Yol kavşağı
Yolsuz
: Yolu düzgün olmayan, ahlaksız
Yosma-gozel
: Güzel
Yular
: Hayvana bağlanan ip
Yumak
: Yıkamak
Yumuş
: Yumuşak
Yunak
yeri : Çamaşır yıkama yeri
Yuuu
: Çağırmak
Yüzsüz
: Utanmaz
Z
Zahra
: Değirmene götürülen hububat
Zampara
: Her yönü bulunan kişi
Zevzek
: Geveze çok konuşan
Zıkkım
: Avu
Zıkkımlanmak
: Ölesiye obur olmak
Zır
zır etmek : Rasgele konuşmak
Zifiri
karanlık : Çok karanlık
Zifiri
: Karanlık
Zinde
: Güçlü
Zivanadan
çıkmak : Delirmek
Züğürt
Ağası : Fakir ağası
Züğürt
: Fakir
(1) Bekir AKKAYA
Araştırması
(2)
Kaynak
: Türkiye Ansiklobedisi Cilt : 9
Araştırma İle İlgili
Not:
Bu araştırma 26.11.2004 tarihinde Bekir Akkaya ismi ile
Karadeniz Haber Postası Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Bu
araştırmanın Yayınlandığı İnternet Adresleri
:
1.
https://kumrubelgesel.blogspot.com/2021/02/kumru-ve-cevresinde-mahalli-kelimeler.html
2. http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2005/Ekim/05/Haber_90431.aspx
3.
https://bekirakkaya.blogspot.com/2010/06/kumruda-yerel- kelimelerimiz-bekir.html#more
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder