Kanunsuz Yol Açma Numaraları Kötü Sonuçlandı
Kanunsuz yol açma numaraları numaracılar açısından kötü sonuçlandı.
Sonuçta yargı cezalandırmaya karar verdi. Bende bu yazıyı yazmak zorunda
kaldım. İşte yazıma başlıyorum. Tüm yaratılmışlardan farkımız aklımız ve
sorumluğumuzdur. Bizim dışımızdaki varlıklar yaratıldığı özelliklerle ömrünü
tamamlarlarken biz insanlar ya insani özelliklerimizi yükseltir ya da düşürürüz.
Bütün yaratılmışlar hangi vasıfta olurlarsa olsunlar insana faydalı olmak ve onların ihtiyacını karşılamak için vardırlar. Bu açıdan
bakıldığında dünya ve diğer alemler koşulsuz ve şartsız insanın hizmetindedir. Sınırsız nimetin içerisinde sorumluğumuz da o kadar yüksektir. Yapılması gereken tek şey bizi ve diğer yaratılmışları yaratanın kural ve kaidelerine uymak ve öyle yaşamak olarak söylenebilir.Hak ya da batıl bütün din ve düzenler, kuralları insana yönelik
oluştururlar. Batılda olsa hiçbir din ya da ideoloji insanı yok saymaz/sayamaz.
Kurallara uymama ve sorumsuzluk suç olarak nitelendirilir ve cezası vardır.
Adil olarak ortaya konulan kural
ve kaideler farklılık arz etse de vahye
dayalı dinlerde suç diye nitelendirilen hususlar yaklaşık aynıdır. Bu aynı oluş
aslında hak diye nitelendirilen dinlerin de kaynağının aynı oluşundandır. Yine
vahye dayanan dinlerin kaynağında bir önceki hükümlerin ortadan kaldırılışı
yine vahye dayanır. İslam dininin son din olması ve Kur’an-ı Kerim’in son ilahi
kitap oluşu yine vahye dayalı ayetlerle ortaya konulmuştur. Müslümanlar için
iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin, faydalı ya da zararlı kişiye göre değil
sadece ve sadece Kur’an’a ve peygamberimizin yaşantısına göredir. Aksisini
iddia etmek bilgisizlikten öte cehalettir.
İlahi mesajların dışında oluşturulan kural ve kaideler de insanın huzuru
için oluşturulur. Hiçbir ideoloji yoktur ki, insanın felaketi için adımlar
atsın. Böyle olmasına rağmen diğer canlılar gibi yaratılmış ve aciz insan ve bir
o kadar sınırlı ömür içerisinde kendini yaratanının yerine koyarak kurallar
koyar ilahi dinlerin aksine hükümler ortaya koyar. Allah’ın yasaklarını helal
ve helallarını da yasak koyar. Oysa
yaratan yaratığının bu dünyada nasıl mutlu olarak ömür süreceğini ve nasıl
yaşaması gerektiğini en iyi bilendir. Diğer yaratılmışlar yaratıldığı gibi
değişmez bir fıtratla hayatını sürdürürken, insan yine Allah’ın verdiği aklı
ile yaratanına karşı gelir. Sonuç değişmese de bu böyle kıyamete kadar sürer
gider.
İnsanın kuralsızlığına ve bozgunculuğuna dur demek için en kötü yönetim
şeklinde bile kural ve kaideler gereklidir. Bilinse de yüzlerce kez tekrar
edilse de insanoğlu aynı bozgunculuğu, vurgunculuğu ve zulmü ve bunu yapanların
ağır bir şekilde cezalandırıldığını ve hatta insanların felaketlere
sürüklendiği ve hatta öldüğünü bilse de yapar durur. Tüm bunların olmaması için
yönetimlerce suç ve cezaların tanımları net ve açıkça ortaya konulur. Bozuk
sistemler dahi suçlu diye nitelendirdiğine gereken cezayı vererek hak ve
adaletin oluşması için çaba sarf eder.
İster ilahi olsun, ister olmasın tüm kural ve kaideler insanların huzuru
ve mutluluğu için oluşturulur. Kurallara uymamanın cezası da yine insanlar
tarafından hayata geçirilir. Tüm kurum ve kuruluşlar aslında yasaların
uygulanmasına yönelik çalışır.
Trafikteki kırmızı ışıklar sanki
araç için koyulmuştur ve bu durum, içindeki sürücüyü bağlamaz. Sonuçta yollar
kan gölüne dönüşür. Yazılı ve sözlü kurallara uyulsa kim ne kaybeder. Bütün bu
olup bitenler akıl ve vicdan sahiplerini derin yaralar.
Siz zannediyor musunuz ki trafik
polisleri keyifle ceza keser. Ya da yargı mensupları cezaları hoşuna gittiği
için verip sırtüstü yatar. Bütün bu yaptırımların kaynağı insanın ta
kendisidir.
Çok biliyoruzdur bizler. Gün gelir
devlet oluruz, gün gelir kanun ve yasa. Aslında biliyoruzdur bir çok şeyleri
bilmediğimizi. Ama olsun, kendimizi ve çevremizi böyle oyalarız. Bu hızlı gidiş
ve bu tempolu sağa sola kaymaların sonucu bir yerlere toslayı veririz.
Oysa bilmesek te olur. “Çok bilip
te ne olacak sanki” diyemeyiz. Dağda, ormanda yaşamıyoruz. Devlet ve kurumları
var. Kurallar ve yasalar var. Kanun ve yasaların her kurum ve birimde
uygulayıcıları var. Üzerimize farz
olanlara yönelmeyiz de, vazifeli olmadığımız alanlarda ahkâm keseriz. “Yasa da
kanun da biziz” deriz. Ne zaman ki dünya yaşamı ile ” hak vaki “ olunca da ah
vah” demenin de bir anlamı olmadığını öğreniriz. O zamanda her şey geçmiş olur.
Aslında başımıza gelecek bela
gelmeden önce bize bir çok şekilde haber verir. Örneğin, önce ufacıktan düşülür
ve kalkılır. Sonra tekrar düşülür ve ufak yaralarla atlatılır. Sonraki düşüşler
de kol bacak kırılır. Bundan sonraki düşüşlerin getirdiği sonuçlar artarak
devam eder ve en sonunda başa gelen “Bela” gelir bulur. İşte burada geri dönüş
yoktur.
“Kula bela vermez elbet Huda’sı,
Herkesin çektiği kendi cezası” sözünü duymayanımız yoktur.
Allah cezalandırmıyorsa kul hiç
cezalandıramaz. Ben de böyle inananlardanım.
Bana kızmayın ve darılmayın. Benim
başıma gelen olumsuzluklardan ben kimseye kızmıyorum, darılmıyorum. Ben
biliyorum ki, ben istemesem, ben “gıli gıli” diye belayı üstüme çekmesem, her
işe burnumu sokmasam, “çok biliyorum” ukalalığında bulunmasam, sorulmadan ve
üzerime vazife olmadan kimsenin işine karışmasam, ayağımı yorganıma göre uzatıp
ödeyemediğim borçların altına girmesem ve buna benzer bir çok olumsuz şeyi isteyerek yapmasam, bana çok az olumsuz şey
olabilir. Size de. Bütün bunlardan sonra
başıma gelen bir olumsuzluk gelirse Allah’tan gelir ve ben buna böyle inanırım.
Dört beş yıldır karşıma çıkan bazı
olumsuzluklar cidden beni üzüyor. Bıktım artık bıktım. Ben değil sizler zarar
görüyorsunuz. Hani bir hikaye vardır “ Bu Kafanın da Bir Sahibi Vardır” diye. Devlet
değilsiniz, kanun değilsiniz veya bir devlet kurumu değilsiniz. Yapacağınız
işleri yetkili kurum ve kuruluşlara danışarak ve onlardan yardım alarak
yapınız. Yasalarımız ve kurumlarımız var şükür olsun. Orman kanunları, derebeylik, ağalık çoktan
yok olmuş durumda. Devletimiz haklının yanında ve yasalarımız ve yargımız çok
şükür zayıfı ezdirmiyor. Eskisi gibi artık “ben yaptım oldu ve yaparım
devri” çoktan kapandı.
Kanunsuz yol açma numaraları açanlar
açısından kötü Sonuçlansa da cidden bu gece üzgünüm. Ya Rabbi; beni, ailemi, çevremi, hısım ve akrabalarımı,
tüm güzel insanları, Müslümanca yaşayanları, acizleri, yoksulları şeytan, cin
ve şeytan ve cin ahlaklı insanlardan koru ve muhafaza eyle. Kıskanç ve hasat
edenlerin şerrinden koru. Yarabbi, her güzel insanı kibir, gurur gibi şeytanın
özelliklerinden uzak tut. Beni ve ailemi ve yukarıda ifade ettiğim tüm
insanları kibirli ve gururlu insanlardan uzak tut ve onlarla bir araya getirme.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder