Kazak Abdal’dan Görgüsüzün Birine öyle yazmış ki, benim söz söyleme cüretim bile yok. Kısaca mevzuyu anlatayım. “Gurbani” adında birinin gönderdiği “SAADET, bu işkencene ne zaman son vereceksin?” mesajı üzenine ilk kez yazma konusunda zorlan
dım. “Rant paylaşma” konusuna başladım
“işkence” kelimesi aklıma geldi. Her meseleyi klasik bir mantıkla çözeceğini düşünerek diğer yöntemleri
yok sayma gafletinde bulunarak hata üstüne hata işlemeyi alışkanlık haline getirmenin nedenlerini yazmayı düşündüm bundan da vaz geçtim. Bu yazı işkence
olmasın diye “Ben Bilirim” sözünün açıklaması da değildir. Baktım ki olmuyor ben de günü kurtarmak adına Kazak Abdal’ın şirine sarıldım…
Kazak Abdal 15’inci yüzyıl sonlarında
yaşayan bir ozanımız. Bugün aramızda yaşasaydı “Ormanda Büyüyen Adam Azgını”
şiirini acaba nasıl söylerdi? Diye düşünerek sizlerinde aynı düşünce içersinde
bir şiir okuyacağınızı ümit ediyor saygılar sunuyorum.
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan
beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan
beğenmez
Alemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele
sorsan
Bir çim bile çıkmaz karnını
yarsan
Camiye gelir de erkan
beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş
olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş
olan
Berber dükkanında oğlan
beğenmez
Dağda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimi bir
bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan
beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet
küçücek
Zu’mü fa’sidince keyf
getirecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan
beğenmez
Yaz olunca yayla yayla
göçenler
Topuz korkusundan şardan
kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli Yenice’si dühan
beğenmez
Aslında neslinde giymemiş
hare
İş gelmez elinden gitmez bir
kare
Sandığı gömleksiz duran
mekkare
Bedestene gelir de kaftan
beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü
sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş
özü
Köyden şehre gelse bir
Türk’ün kızı
İnci yakut ister mercan
beğenmez
Kazak Abdal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder